Toprağın şemsiyeleri, yağmurun çocukları

yenilebilir mantarlar

Toprağın şemsiyeleri, yağmurun çocukları
Sonbahar ilk adımını atar atmaz, bulutların damarlarından akan yaşlar, yüzümü serinletmeye başlar. Islanmamak için hemen şemsiyemizi açarız.

Toprak da öyle, ıslandığı zaman kendi şemsiyelerini üretir. Hem de bu şemsiyeler öyle böyle değil. Rengarenk, şapkalı, şapkasız, faydalı ve lezzetli. Ne hayvandır ne de ot. Tabiatta kendi dünyalarını kurmuş, ara sıra utangaçlık yaparak toprağın altında gizlenen, küçük fakat bazen de devleşen, kendi- kendilerini yöneten yegane canlı organizmalar, mantarlar…

Mantarlara fazla değer vermesek bile onlar, vefalılık örneği göstererek bizi hiç yalnız bırakmıyorlar. Kimi zaman insanlarla oynamak için çocuklar gibi yaramazlık yaparak gıdalarımızı küflendirirler. Çoğu zamanda ekmeğimizi kabartır, peynirimizi lezzetlendirir, damağımızı şenlendirir, organizmamıza antibiyotik olurlar. En sonunda, belleklerimizde silinmeyecek kadar etkileyici bir iz bırakır ve gözlerimize yansıyan renkli birer fotoğrafa dönüşürler…

Mantarın Tarihçesi
Şapkalı mantarların ilk olarak Proterozoik Çağ’da (4. 5 milyar yıl önce) ortaya çıktıkları düşünülüyor. Tarihsel kayıtlarda, bazı şapkalı mantarların kötü amaçlar için kullanıldığı yazılıyor. Mesela, II. Claudius ve VII. Papa Clement’in, düşmanları tarafından zehirli bir mantar türü olan Amanita mantarıyla (sinek, gelin mantarı olarak da bilinir) zehirlendikleri bilinir.

Mısır firavunları mantarı, tanrıların besini olarak görmüşler ve halkın yemesini yasaklamışlar.

Roma İmparatorluğu’nda ise mantarlar orduların besin kaynağı olmuştur.

Çin halkı ve Kuzey Amerikalılar mantarı tıbbi amaç için kullanmışlar.

Meksika ve Guatemala halkları bazı mantarları dini ve mitolojik törenlerde kullanmışlar. Ortaçağda simyacılar mantarı ilaç ve zehir yapımında kullanmışlar.

Osmanlı saray mutfağına ise zehirlenmekten korktukları için mantar hiç girmemiş. Mantarı daha çok köylüler tüketmişler. Osmanlı döneminden kalma bir korku olsa gerek, Türkiye’de kültür mantarı haricinde, diğer mantar türleri çok az biliniyor ve tüketiliyor. Mantarlarla ilgili bilgimiz az olduğu ve bilinçsizce mantar toplayıp yediğimiz için bazen zehirlenmelere maruz kalabiliyoruz.

Türkiye’de En Çok Yetişen Bazı Mantar Çeşitleri
Şemsiye mantarı, kuzugöbeği mantarı, ayı mantarı (porcini veya çörek mantarı), meşe mantarı (şhitake mantarı), yumurta mantarı (imparator mantarı), çanı bal mantarı, kıvırcık mantarı, sığırdili mantarı, çam kabara mantarı, öküz mantarı, domalan mantar, melez mantarı, kanlıca mantarı, çayır mantarı, dede sakalı mantarı (tarak dişi veya tellice mantarı), cincile mantarı, kükürt mantarı, doru renkli şişkin mantar, pullu mantar, posteki mantarı, borazan mantarı, biftek mantar, kaypak mantar, kara kız mantarı, kayın veya kavak mantarı (istiridye mantarı), sütsüz mantar, geyik sütü mantarı, kar çanı mantarı, değişken renkli mantar

Bunu da oku :  Kombu mantarı | kombu çayı | kombucha nedir?

Mantarlar Hakkında Genel Bilgi
Dünyada 1 milyona yakın mantar çeşidi var. Bunların %2-4’ü yenebilen mantarlardır.

Zehirli ve zehirsiz mantarlar aynı yerde bulunabiliyor. Mantarın zehirli veya zehirsiz olduğunu en doğru uzmanlar ayırt edebilir veya mantarlı yemek yaparken içine gümüş bir obje atılır. Eğer bu obje renk değişimine uğrarsa ve siyahlaşırsa mantar zehirli demektir.

Ayı Mantarı (Porcini veya Çörek Mantarı Olarak da Bilinir)
Orman ve açık alanlarda yetişen çok değerli bir mantar türüdür. Şapkası, sapı açık ve koyu kahve renklidir. Lamellerinin şekli ve renkleri değişiktir. Maalesef Türkiye’de bu mantarın değeri bilinmiyor. Mesela Karadeniz’de ayı mantarı yemiyorlar üstüne üstlük bir de üzerine basılıp geçiyorlar, hatta “inekler bile yemiyor biz mi yiyeceğiz bu mantarı sakın yemeyin” diyorlar. Genellikle mantarları köylüler topluyor pazarlarda veya birilerine satıyorlar (bu arada mantar konusunda köylü kardeşlerimiz bilinçsiz olduğu için bazen zehirli mantarı da toplayıp pazarlarda satabiliyorlar). İtalya’da uyanık davranıp Türkiye’den çok ucuza aldıkları ayı mantarını işleyip kurutarak çok pahalı bir fiyata porcini mantarı diye tekrar Türkiye’ye satıyor (Türkiye’den kg fiyatı 2- 3 Euroya satın alınan porcini mantarı İtalya’da tatil yaptıktan sonra çiğ veya kurutularak tekrar 20- 40 Eurodan Türkiye ve diğer ülkelere satılıyor- “iyi ticaret”). Uzun sözün kısası en faydalı, değerli mantarları kendimiz yemiyoruz ve ucuz fiyatlara Avrupa’ya satıyoruz, değersiz olan ve Avrupa’nın tüketmediği mantarları da kendimiz tüketiyoruz. Ben ne anladım bu işten!?

Kayın Mantarı (İstiridye Mantarı)
Türkiye’de “kayın veya kavak mantarı” yada “istiridye mantarı” olarak bilinen bu mantarlar, kısmen veya tamamen çürümüş kayın, kızılağaç, akçaağaç, kavak gibi pek çok ağaç kütükleri üzerinde yetişir. Genel olarak kirli beyaz, sarı- gri, morumsu-gri ve kahve- gri renginde olur. Şapkaları dil şeklinde, kenarları düz ya da kıvrık olur. İstiridyeye benzediği için istiridye mantarı da denir. Dünyada birçok çeşidi bulunan kayın mantarı protein ve demir açısından çok zengindir. Ayrıca içeriğinde A, B, D, K, P vitaminleri, kalsiyum, potasyum, fosfor ve bakır mineralleri de bulunur. Suyu göz hastalıklarına faydalıdır. Bazı mantar üreticileri istiridye mantarını seralarda da yetiştiriyorlar.

Bunu da oku :  Şemsiye Mantarı

Kültür Mantarı
Kültür mantarı 1800’lü yılların başlarında İlk olarak Paris’te kültive edilmiş.

Türkiye’nin kültür mantar ihtiyacının % 70’i Antalya’nın Korkuteli ilçesinden karşılanıyor. Bu ilçede yaşayan 1000’den fazla aile geçimini kültür mantarı ticaretinden sağlıyor. Korkuteli’nde yıllık 30 bin ton kültür mantarı üretiliyor, bunun 3 tonu farklı ülkelere ihraç ediliyor. Mantar üretim tesisini gezdim, ön tarafında bir de geniş bir alanda, bahçeli “Mantar Evi” lokantası açmışlar. Mönülerinde taze toplanmış mantarlardan yapılan 30 çeşit mantar yemeği var. Bazı yemeklerini tattım ve çok lezzetli buldum. Tazecik, toprağından koparılmış mantarları aynı dakikalar içerisinde tüketmeniz çok iştah açıcı oluyor. Kültür mantarının gerçek tadını damağınızda hissedebiliyorsunuz. Sizlere, özellikle de diğer illerden gelen vatandaşlara söylüyorum, bu lezzetli mantarlı yemekleri tatmanızı tavsiye ederim. Antalya Korkuteli’ne giderken sağda.

Mantarların Faydaları
Genel olarak mantarlar içerdikleri kolay sindirilebilen protein, mineral ve vitaminler açısından değerli gıda ürünleridir. Özellikle folik asit açısından zenginler. Bağışıklık sistemine, göz hastalıklarına, zihinsel gelişime, anemi hastalığına, kalp ve damar hastalıklarına şifadırlar.

Reishı Mantari – İlaç Gibi Mantar (Ölümsüzlük Mantarı)
Çin’in değerli, doğal İlacıdır. Eskiden sadece Çin İmparatorluk ailesinin kullandığı bir mantarmış. Japonya’da reishi mantarı sağlık bakanlığı tarafından bir ilaç olarak kabul görmüştür. Doğal ortamda kırmızı reishi mantarının sert kabuğu olması nedeniyle filizlenmesi zordur. Sıcaklık, nem miktarı, güneş ışığı, karbondioksit yoğunluğu bu mantarın filizlene bilmesinde önemli faktörlerdir. Bu şartlardan herhangi biri eksik olursa doğal ortamda yetişmesiyle aynı kalitede olmaz. Reishi mantarı Türkiye’de bazı mantar seralarında yetiştiriliyor.

Bunu da oku :  Hindistan'da Mantar ve Mantarcılık: Yenilikçi Bir Tarım Yolculuğu

Reishi Mantarının Faydaları
Uzmanlar bu mantarın bağışıklık sistemine, göz hastalıklarına, sinir, boşaltım, dolaşım, kas ve kemik sistemlerine, kansere, bronşite, diyabet hastalığına, hipertansiyona, kötü kolesterole (LDL kolesterolünü düşürüyor), fiziksel görünüşe, beden ve ruh sağlığına çok faydalı olduğunu söylüyorlar.

Uzmanlar reishi mantarını, sağlık sorunu olmayanların günlük 1- 2 gr, sağlık sorunu olanların günlük 4- 5 gr tüketmelerini öneriyorlar.

Sağlık sorunu olanlar kullanmadan önce mutlaka hekime danışmalılar.

Hekim izni olmadan hamile, emziren kadınlar ve çocuklar kullanmamalıdır.

Reishi Mantarı Çayı
Mantar tazeyse dilimler halinde kesin veya kuru olarak porselen ya da cam bir demliğe (ısıya dayanıklı olması lazım) 1 litre ılık su ilave edin, mantarı suyun içine atın ve yüksek ateşte kaynatın. Su kaynamaya başladıktan sonra ocağın altını kısın ve kısık ateşte 30- 40 dakika daha demledikten sonra plastik süzgeçle süzün (kesinlikle metal süzgeç kullanmayın). Şeker veya tatlandırıcı kullanmadan ister ılık, ister soğuk olarak en geç 24 saat içerisinde tüketin. Kaynatma işleminin mutlaka porselen veya cam bir demlikte yapılması gerekiyor, aksi takdirde mantarda bulunan Germanyum minerali (reishi mantarının faydalı olmasının asıl nedeni, içinde bulunan bu maddedir) metale yapışarak özelliğini kaybeder.

Eczanelerde ve aktarlarda hap olarak, kutularda veya açık kurutulmuş çay olarak satılıyor (güvenmediğiniz yerden satın almayın).

Click to rate this post!
[Total: 2 Average: 5]
(Visited 18 times, 1 visits today)

Related posts

Leave a Comment